Analar, Yoldaşlar, TanrıçalarKürt Hareketinde Kadınlar ve Kadın Kimliğinin Oluşumu
“Kadın siyasette özne mi nesne mi? Kadınların siyasete girmesi siyaseti değiştirir mi, kadınları değiştirir mi? Elinizdeki kitap, kadınların siyasette özne olup olmadıklarının tartışıldığı bu dönemde çok önemli bulgularla bu sorulara etraflı bir yanıt verme niteliği taşıyor. Kürt kadınlarının 1980’li yıllardan itibaren önce geleneksel kadınlık rolleri çerçevesinde, ardından siyasal söylemin mümkün kıldığı biçimde, en nihayet de kendi sorunlarına da çare arayıp siyasetin kendisini dönüştürmeye varan siyasete katılım süreçlerini bu kitap detaylı bir şekilde inceliyor.
Bürokrasinin İcadıFransa, Büyük Britanya ve ABD’de Devlete Hizmet Etmek (18.-20. yüzyıl)
Max Weber’e göre, “Deyim yerindeyse modern Batı devletinin üreme organıdır”. Marx ise, “son derece parazit bu yapı...” dediği bürokrasiyi, “devletin dolap çevirme aleti”, olarak tanımlar. Modern devletle birlikte ortaya çıkan bürokrasi, ait olduğu ülkenin siyasal tarihinin yol izinde, çeşitli sosyal grupların ve idare sorununu kendi düşünme alanına dahil etmiş akımların karşı karşıya geldiği, toplumsal/ekonomik dönüşümler ve siyasi mücadelerle yeniden biçimlenen "politik" sürecin bir ürünüdür.
Ameleden İşçiyeErken Cumhuriyet Dönemi Emek Tarihi Çalışmaları
Erken Cumhuriyet döneminin emek tarihine ilişkin gelişmelerini çeşitli yanlarıyla ele alan bu kitap, genel olarak sözkonusu dönemin politik ve sosyal tahliline dönük çalışmalara katkıda bulunduğu gibi, Türkiye’de işçileşme süreçlerinin tarihindeki bir merhaleyi de aydınlatıyor.
Eğreti Kamusallık
Kayseri örneğinde, “Millî Görüş” geleneğinden gelen siyasi kadroların yönetimindeki belediyecilik pratiğini ele alan bu inceleme, aslında birkaç düzlemde okunabilir. Öncelikle, elbette, İslâmcı belediyeciliğe dair bir analiz: Muhafazakâr mekân üretim politikası ve kent imgesi... Yerel sınıfsal-toplumsal ittifak yapısı... Geleneksel eşraf ve yükselen "yeni burjuvazi"...
Yoksulluk HalleriTürkiye'de Kent Yoksulluğun Toplumsal Görünümleri
Açlar sınıfı konuşuyor bu kitapta... Ekonomik krizlerden önce de sonra da yoksul olan, hep yoksul kalacak olan, yoksulluğu kader gibi yaşayanlar, “en alttakiler”... Mülâkat resmiyetine girmeden, grameri düzeltilmeden, ‘langır lungur’... Kendi hallerini, gördükleri muameleyi, dünyayı, memleketi, zenginleri, kadınları-erkekleri, dini-maneviyatı, milleti-milliyeti nasıl algıladıklarını anlatıyorlar.
Simgeden MilleteII. Abdülhamid'den Mustafa Kemal'e Devlet ve Millet
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı, bir yandan devletin uluslararası arenada kendisini söz sahibi bir aktör olarak tanımlamaya çalıştığı, diğer yandan bu söz sahibi aktörün artık törenlere sıkışmış ihtişamını, devletlik vasfını simgeler yoluyla yeniden öne çıkarmaya gayret ettiği bir dönemdir.
Çizgili Kenar Notları
Türkiye’de toplumsal, ekonomik ve kültürel olarak dışlanmış, marjinalleştirilmiş olanlar, kenar mahallelerde yaşayanlar, yoksullar... mizah dergilerinde, çizgi romanlar-hikâyelerde nasıl resmediliyorlar? Çizgi roman kültürü üzerine incelemeleriyle tanıdığımız Levent Cantek’in derlediği kitapta, son yirmibeş yılda derinleşen sınıfsal yarılmaların, toplumsal tahayyüle nasıl yansıdığını gösteren çalışmalar yer alıyor.
Tarih Ders Kitaplarında(1931-1993)Türk Tarih Tezinden Türk-İslâm Sentezine
Tarihin, ulus-devletler çağında milli hissiyatı muhasara altında tutmak, eğitimi biçimlendirmek, kuşakları "yetiştirmek" konusunda nasıl işe koşulduğunu biliyoruz. Etienne Copeaux, Türkiye'de 1931-1993 arasında kullanılan tarih ders kitaplarındaki güzergâhı takip ederek milli "eğitimimiz"deki tarih "tez"lerine eğilip; Türk Tarih Tezi'nin inşa edilişinden başlayarak siyasi dönem ve iktidarlara, oralarda hâkim zihniyetlere, eğitimi milli güvenlik siyasetlerinin uzantısı olarak kurgulayan ve beka paradokslarını eğitimin bir parçası haline getiren eğilime dikkat çekiyor.
Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası
Serbest Cumhuriyet Fırkası, cumhuriyet tarihi boyunca CHF'ye karşı muhalefet odağı olarak farklı araştırmacı ve tarihçilerce incelenmiş bir siyasal deneyimdir. Cemil Koçak, Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nda bu deneyimi iktidar ve muhalefet açısından, iktidarın bu muhalif hareket karşısında kendini nasıl gördüğünü/ algıladığını hesaba katarak ve siyasal alanı bu iki partinin ilişkileri açışından okuyarak ele alıyor.
İslâmcılığın Türkiye SeyriSosyolojik Bir Persfektif
Türkiye'de dinin toplumsal görünümleri ve dinî 'mesele'lerin siyasallaşması hakkındaki çalışmalara yaklaşık yirmi yıldır önemli katkılarda bulunan Elisabeth Özdalga'nın çalışmaları, bu kitapta biraraya getirildi. Elisabeth Özdalga'nın yazılarında, sosyolojik yaklaşımın indirgemecilikten uzak duran, serinkanlı, bununla beraber empatiye yatkın eleştirel bakışının sağlam örneklerini buluyoruz.
ManevralarKadın Yaşamının Militarize Edilmesine Yönelik Uluslararası Politikalar
Kadın hayatının militarizasyonu sadece savaşlarla sınırlı değil. Gündelik askerî pratikler de kadınların hayatlarına çeşitli şekillerde girip, var oluyorlar. Askerlik yapan kadınlar, askerî harekâtlarda zarar gören kadınlar; tecavüze uğrayan, işkence gören, hemşirelik yapan, aşçılık yapan yine onlar... Cynthia Enloe, kadınların hayatlarının nasıl militarize edildiğine dair bu çalışmasında uluslararası örnekleri değerlendirip, aynı tahakküm pratiklerinin nasıl var olduğunu gösteriyor.
Orada Bir Köy Var UzaktaErken Cumhuriyet Döneminde Köycü Söylem
Köy ve köylü romantizmi, Türkiye'de Cumhuriyet'in inşâ döneminin muteber temalarından biriydi. Asım Karaömerlioğlu, bu romantizmin arkasını kurcalıyor. Cumhuriyet elitinin, bir yandan sanayileşmenin ve kentleşmenin sonuçlarından duyduğu endişe sebebiyle köylüyü köyde tutmaya dönük yollar ararken; bir yandan da köylülerin özerk bir inisiyatif geliştirmesine mahal vermek istemediğini gösteriyor. Yazara yol gösteren kritik soru şu :"Uzun 20. yüzyılda", neden Türkiye'de köylülük özellikle uzun sürdü?
99 Günlük MuhalefetSerbest Cumhuriyet Fırkası
Serbest Cumhuriyet Fırkası, cumhuriyet dönemi siyasal alanının oluşumunda "iktidar"daki partiye karşı örgütlenmiş bir toplumsal muhalefeti ifade eder. Siyasal partiler literatüründe ağırlıklı olarak "gerici yığınlar"ın bir kalkışması olarak ele alınan, uygulanan modernleşme projesine karşı geleneksel-tutucu çizginin siyasal örgütü olarak yaftalanan bir partidir.
Müstakbel Türk'ten Sözde VatandaşaCumhuriyet ve Kürtler
Türkiye siyasetinin aktörleri, bürokrasi, siyasi akımlar ve sıradan yurttaşlar Kürt meselesini nasıl algıladı? Cumhuriyet, milliyetçilik, sol, yurttaşlar Kürt meselesini nasıl, hangi kavramlarla 'gördü'? Mesut Yeğen, bu temel soruya cevap arıyor elinizdeki kitaptaki makalelerinde. Bu meselenin ve onu halletmek için izlenen stratejinin, Türkiye’deki başka etno-politik meselelerle ve bunları 'halletmek' için kullanılan araçlarla benzerlik ve farklılıklarına da göz atılıyor.
Osmanlı Kapısında BüyümekAhmet Mithat Efendi'nin Hikaye ve Romanlarında Gayrimüslim Osmanlılar
Toplumunun tüm kesimlerine ve meselelerine duyarlı olan Ahmet Mithat Efendi, eserlerinde Osmanlı’nın çok milletli yapısını yansıtmıştır. Osmanlı Devleti’nin pek çok sorunla yüz yüze kaldığı, reformlarla Batı karşısında siyasî bütünlüğünü ve varlığını sürdürmeye çalıştığı bir dönemde yazmış, bu sorunlara cevap aramıştır. Gayrimüslim nüfusun da önemli bir mesele olarak ortaya çıktığı süreçte, sorunu “Osmanlılık” üst kimliği içinde çözmek gerektiğini savunmuştur.
İslâm Hümanizmi
Klasik İslâm uygarlığının barındırdığı kültürü geniş bir perspektifle ele alan ve şiir, müzik, şarap, aşk, oyun, avlanma, kıyafet, gösteriş, ahlâk, metafizik, bilgi kuramı, tarih anlayışı gibi boyutlarıyla değerlendiren İslâm Hümanizmi, İslâm'ın sıklıkla göz ardı edilen kültürel tarihine eğiliyor.
Ortadoğu'da MaduniyetToplumsal Hareketler ve Siyaset
İran kökenli araştırmacı Asef Bayat, Müslüman Ortadoğu toplumlarındaki toplumsal değişime, Oryantalizmin kalıplarını kıran bir bakışın imkânlarını sunuyor elinizdeki derlemede. Her şeyden önce, "durağan" bir karakteri, bir "kendine özgülüğü" değil; değişimi vurgulayarak ve "küresel güneyin" başka ülkeleriyle benzerliklere dikkat çekerek bakıyor bu toplumlara.
Sosyal Politika Yazıları
Küreselleşme, özellikle zengin ülke devletlerinin yerleşmiş sosyal güvenlik programlarını sürdürebilme kapasitesini tehdit ediyor. 1945 sonrası dönemde fabrikalar işlerken ve insanlar hayat boyu sürdürecekleri işlerde çalışırken, gerek patronlar gerekse refah devletleri cömert bir sosyal güvenlik platformunun oluşmasını kabullenmişlerdi.
Akdeniz Dünyası
Kendine özgü bir kültür havzası, dahası bir uygarlık beşiği olarak Akdeniz... Bu tasarım, özellikle büyük tarihçi Fernand Braudel'in çalışmalarından sonra bir hayli yaygınlaştı. Hatta belki, Akdeniz kültürü üzerine incelemeler yapanları, bir ortak Akdeniz tarihinin izini sürenleri bile tedirgin edebilecek kadar romantize edilerek popülerleşti! Elinizdeki kitapta, Akdeniz'in tarihsel gerçekliğine değişik pencerelerden bakan tarihçilerin çalışmaları yer alıyor.
Devlet ve ÖtesiUluslararası İlişkilerde Temel Kavramlar
Elinizdeki derleme, Türkiye'de uluslararası ilişkiler alanındaki kuramsal boşluğu doldurmaya dönük önemli bir adımdır. Atila Eralp, E. Fuat Keyman, Oktay F. Tanrısever, M. Fatih Tayfur, Faruk Yalvaç'ın oluşturduğu çalışma grubu, uluslararası ilişkiler "müfredatının", çoğunlukla "güncel sorunlara" ve jeostratejik "etütlere" sıkışan yerleşik çerçevesini genişletmeyi amaçlıyor.
Toplama Kampından Meclis'e
Bulgaristan’daki Türk ve Müslüman azınlıkların konumu, uluslararası hukukta ve politikada azınlıklar konusunun en dikkate değer örneklerinden birini oluşturuyor. Bu azınlığın tarihsel deneyiminin bir ucunda, temel insan haklarının çiğnendiği ağır bir baskı dönemi var: isimlerinin zorla değiştirilmesine varan bir kültürel asimilasyon uygulamasına maruz kalıyorlar.
Kadınların SınıfıÜcretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası
Kadınların Sınıfı, toplumun temel düzenleyici ilkeleri olan sınıfın ve cinsiyetin gündelik yaşam içinde nasıl birbirleri üzerinden kurulduklarını araştırıyor. Kadınların hangi sınıftan olurlarsa olsunlar, sadece kadın olarak ezildikleri doğru olsa bile, bu ezilmenin onları kızkardeş yapıp yapmadığını sorguluyor. Sınıfsal farklılıkların cinsiyete birer “ek” olmanın ötesinde, kadınlığın kurucu bileşenleri olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını gündelikçiler ve ev hanımlarının ilişkisinde sınıyor.
Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi 1500-1914
Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi 1500-1914’te Şevket Pamuk, bu tarihin aslî unsurları olan insanları taraf oldukları iktisadî ilişkiler içine yerleştirerek imparatorluğun iktisadî tarihini öne çıkarıyor. Sıradan insanların varoluş koşullarını, direnişlerini, devletle başetme pratiklerini izliyor. Osmanlı toplumsal düzenini, toprak rejimini, belirli bir toplumsal kültürün iktisadî yapıları nasıl algılayıp, kendi gündelik hayatı içinde nasıl konumlandırdığını inceliyor. Geniş bir coğrafyaya yayılan imparatorluğun dört yüz yıllık bir zaman dilimi içerisindeki hareketli toplumsal hayatını akıcı bir dille anlatıyor.
Yönetişim ZihniyetiTürkiye'de Üst Kurullar ve Siyasal İktidarın Dönüşümü
Son yıllarda gittikçe daha fazla duymaya başladığımız, adeta “sihirli” bir sözcük: Yönetişim. Ancak “yönetim”, “idare” gibi kavramların yerine kullanılmaya başlanan yönetişimin, tam olarak neleri içerip, neleri dışarıda bıraktığı hiçbir zaman net şekilde ortaya konmuyor.