Araştırma-İnceleme - 15. sayfa

Son Kürt İsyanı

"Kürt meselesi: Niye var?” Mesut Yeğen’in elinizdeki kitaptaki sorgulaması, bu basit ve temel soruyla başlıyor. Yıllarca etrafında dönülüp durulan ve bir türlü içinden çıkılamayan bir meseleyi ilk defa karşılaşıyormuşçasına yalın, açık seçik ortaya koymak zihin açıcıdır.

Şehre Göçen Eşek
Popüler Kültür, Mizah ve Tarih

Türkiye’de popüler kültürün erken çağına, kültür endüstrisinin palazlanmasından önceki zamanlarına eğiliyor bu kitapta Levent Cantek. Geleneksel mizah öğelerinin, köklü hiciv klişelerinin modernleşme sürecini yaşadığı bir dönem bu: Nasrettin Hoca’nın eşeğiyle beraber şehre göçtüğü bir dönem…

Şehir, Orta Sınıf ve Kürtler
İnkar’dan “Tanıyarak Dışlama”ya

Göç yüzünden sokağa çıkamaz olduk. Bizim gençliğimizde Doğulu hissederdim ben kendimi, Orta Anadolulu olmama rağmen. O zaman Doğu insanı mertti, dürüsttü. İşte işçi olmaya gelirlerdi buralarda fabrikalarda. Ekmeklerini taştan çıkarıyorlardı.

Avrupa’da Milli Uyanış
Toplumsal Koşulların ve Toplulukların Karşılaştırmalı Analizi

Miroslav Hroch, Orta ve Kuzey Avrupa’da milliyetçiliğin nasıl geliştiğini betimleyerek başlıyor çalışmasına ama önemli bir farkla: kitleselleşmiş milli hareketin başlangıcından önceki milli ajitasyon dönemine özellikle yoğunlaşıyor.

Vesayetten Siyasete Türkiye'de Sendikacılık (1946-1967)

Emek Tarihi yazını, erken cumhuriyet dönemine yönelik çalışmalar istisna tutulursa, genellikle 1960 sonrasından başlatılır. 27 Mayıs öncesindeki emek tarihi ekseriyetle birkaç satırla geçiştirilerek önemsizleştirilir. Her şey, 61’ Anayasasının teminatıyla gelişmiş gibi gösterilir.

Particiler
Türkiye’de Partiler ve Sosyal Ağların İnşası

"Partici”, kimdir Türkiye’de? Bu ‘işe’ nasıl girer? Hangi toplumsal tabandan gelir, nasıl sosyalleşir? Ailenin, cinsiyetin, etnik ve dinsel bağların, hemşerilik ilişkilerinin, eğitim düzeyinin, meslekî konumun, kuşağın ve yaşın politik kariyere etkisi nedir? Siyasal partiler, merkezde ve taşrada, nasıl işlerler? Partiler neyle ‘döner’, partilerin ve politikacıların finansman ilişkileri nasıl kurulur?

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi
Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonundan El Kaide’ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi önce baskıcı rejimin, ardından bu rejime karşı isyanın ve nihayet isyanın bastırılmasının aracı olan şiddeti, dinamikleri ve kökenleriyle; insanları silahlı mücadeleye ya da kendilerini feda etmeye iten sosyo-ekonomik nedenleriyle birlikte çarpıcı biçimde ortaya koyuyor.

Görünmez Adam Smith

Adam Smith, sadece iktisat değil bütün sosyal bilimlerin halen tartıştığı, fikirlerine başvurduğu veya cevap yetiştirdiği, zihin açıcı düşünürlerden biri. Öte yandan oldukça basmakalıp yargılarla ve kendi çalışmalarıyla değil o çalışmaları yorumlayan isimler üzerinden hatırlanıyor.

Sınıftan Sınıfa
Fabrika Dışında Çalışma Manzaraları

İşçi/emekçi kavramı, hâlâ öncelikle fabrikayı, atölyeyi, kısacası modern endüstriye özgü üretim ve çalışma ilişkilerini çağrıştırıyor. Büyük sanayi üretiminin yerini yeni teknolojilere bırakıyor olmasının, işçi sınıfını önemsizleştirdiği hatta sona erdirdiği yanılsaması, biraz da bu çağrışımdan destek alıyor. Oysa, tek varlığı emek gücü olanların sayısı artmakta.

Atatürk Heykelleri
Kült, Estetik, Siyaset

Türkiye’de heykel dendiği zaman, en azından “halk arasında”, esasen Atatürk heykeli anlaşılır. Atatürk heykelleri, ülkede heykel estetiğini belirleyen baskın unsur niteliğini taşıyor. Bu heykeller, aynı zamanda kamusal mekânlara nizam veriyor, kentin merkezini belirliyorlar.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Devlet ve Köylü
Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Yeni Baskı

Batı dışındaki toplum ve ekonomilerin durağanlığını vurgulayan modernleşme ve oryantalizm anlayışlarına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Huricihan İslamoğlu, Devlet ve Köylü’de ilk kaynaklara inerek yaptığı kapsamlı araştırmayla Osmanlı’nın erken modernitesine ışık tutuyor.

Şirket Telsizinden Devlet Radyosuna
TRT Öncesi Dönemde Radyonun Tarihsel Gelişimi ve Türk Siyasal Hayatı İçindeki Yeri

Uygur Kocabaşoğlu, 1926-1964 yılları arasında Türkiye’de radyonun yeri ve işlevini irdelediği çalışmasında sadece radyonun tarihsel gelişimini resmetmiyor. Bugün, epey bir kısmı arşivlerde dahi bulunmayan, radyoya ilişkin, örgütsel, yönetsel, teknik vb. verileri de tasnifliyor.

Şehr-i Sefa
18. Yüzyılda İstanbul

Shirine Hamadeh, 16. yüzyıl klasisizmi ile 19. yüzyıl modernizmi arasında unutulduğunu düşündüğü bir dönemi, 18. yüzyıl İstanbulu’nu inceliyor. Gündelik hayatta varolan ve yeni zuhur eden biçim ve üslupları betimleyerek décloisonnement olarak adlandırdığı dönüşümü anlatıyor.

İlk Meclis’in Vekilleri
Milli Mücadele Döneminde Seçimler

Ahmet Demirel, İlk Meclisin Vekilleri’nde Mütareke dönemi Meclis-i Mebusan üyeleri ile Ankara’da yeni kurulan Meclis’in üyelerini ele alıyor. İmparatorluğun son meclisinde görev yapan üyelerin Millî Mücadele döneminde nasıl yer aldıklarını, bu isimlerin kimler olduğunu, kaynaklarda farklı şekillerde yer alan vekillerin toplumsal konum, meslek ve eğitim durumlarını inceliyor.

İkinci Parti
Türkiye’de İki Partili Siyasi Sistemin Kuruluş Yılları (1945-1950) Cilt 1

İkinci Parti, 1945 yılını temel alarak, tek-parti döneminde şekillenmiş siyasî alışkanlıkların İkinci Dünya Savaşı sonrasında beliren yeni uluslararası gelişmelerle bambaşka siyasî, iktisadî ve toplumsal dönüşüm ağında Demokrat Parti’ye uzanışını ele alıyor.

Osmanlı'da Eğitimin Modernleşmesi (1839-1908)

Selçuk Akşin Somel, eğitim alanındaki modernleşme hamlesinin çerçevesini ve etkisini, taşrayı da hesaba katan bir bakışla ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Osmanlı’da Eğitimin Modernleşmesi 1839-1908, Osmanlı eğitim ve modernleşme tarihini anlamak için de temel bir başvuru kaynağı olma özelliği taşıyor.

1915 Yazıları

Akçam, sadece Türk diplomasisinin içine düştüğü açmazları değil “soykırım”ın ne olup ne olmadığını da inceliyor.

Ebedi Kutsal Ezeli Kurban
Çok Tanrılılıktan Tek Tanrılığa Kutsal ve Kurbanlık Mekanizmaları

Hepimizin dilinde, medyanın sürekli farklı biçimlerde, reality show’larda ya da haberler adı altında bize sunduğu “kurbanlar” silsilesi, neden bu kadar el eriminde, hayatlarımızın içindedirler? Televizyonlarda gördüğümüz, dünyanın öteki ucundaki felaketzedeler, doğal afet ve savaş kurbanlarıyla özdeşleşerek, ölümün şiddetine maruz kalmış bu insanlar için neden bu denli kolaylıkla hep birlikte ağlanır, hatta toplumsal dayanışmaya dönüşerek, yardımlar toplanır?

Türkiye'de Sol Akımlar 1908-1925 (Cilt 1)

İlk dönem Osmanlı-Türkiye sol hareketi, 1908’de kurulan meşruti monarşinin verdiği sınırlar içinde çeşitli etnik-dinî kimliklerin bir arada bulunduğu, “enternasyonalist” bir ruhla biçimlendi. Bu ruh,1908’den İttihat ve Terakki iktidarına, milli iktisat politikalarından Birinci Dünya Savaşı’na ve savaş koşullarıyla biçimlendirilmiş bir ulus-devletin kuruluş evresine çeşitli sarsıntılarla nakloldu.

Neoliberal Küreselleşme ve Kalkınma
Seçme Yazılar

Neoliberal Küreselleşme ve Kalkınma, yaşadığımız dönemin kaotik değişimlerini, piyasa temelli çözüm önerilerini ve bunlara rağmen günbegün derinleşen yoksulluğu iktisat temelinde inceliyor. Marx, Keynes ve Polanyi’yi irdelerken küreselleşen dünyada kalkınma iktisadının yerini sorguluyor.

Türkiye'de Sol Akımlar 1925-1936 (Cilt 2)

Türkiye’de Sol Akımlar’ın birinci cildi 1925 yılında noktalanıyordu. 1925’ten itibaren hem yeni ulus-devletin elitleri arasındaki iktidar mücadelesi hem de Sovyetler Birliği’nin politikaları, Türkiye sol hareketi üzerinde doğrudan belirleyici hale geldi. Türkiye’de Sol Akımlar 1925-1936, bu çalkantılı dönemin tarihini ele alıyor. Günlük gazeteler, hatıralar, mektuplar, mahkeme kayıtları ve parti arşivleri, bu cildin de zeminini oluşturuyor.

Kriz, Kimlik ve Siyaset
Küreselleşme Yazıları

Sermayenin küreselleşmesi dünyanın geleceğini ne ölçüde değiştirecek veya küreselleşmenin yeni aktörleri kimler olacak? Yeni sermaye merkezlerinin ortaya çıkışı, yeni paylaşımlar nasıl gerçekleşecek veya küresel kapitalizmin alternatifi ne olacak?

Diyanet
Türkiye Cumhuriyeti’nde Dinin Tanzimi

Türkiye’de din-devlet ilişkileri ve laiklik tartışmaları, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren iç içedir. Devletin dine, dinin toplumsal rolüne ve örgütlenmesine müdahale etme isteği, bu isteğin somutlaşmış hali olan bir kamu kurumuyla perçinlenmiştir.

21. Yüzyılda Karl Polanyi’yi Okumak
Bir Siyasi Proje Olarak Piyasa Ekonomisi

Polanyi’nin ilkel ve antik ekonomiler üzerine yapılmış antropolojik araştırmaların bulgularından yararlanarak 19. yüzyıl piyasa ekonomisini karşılaştırmalı tarihsel bir perspektifle ele aldığı çalışmalarında merkezî sorun bellidir: Toplumun, piyasa mantığına siyasi iradeyi baltalayacak şekilde boyun eğmesi.