Çağdaş Türkiye Edebiyatı - 13. sayfa

Sevgili Alef,

Sevgili Alef, rüyalı ve oyunbaz bir ormanın romanı. Beyaz bir boşluk… Meğer aradıkları “o kız” değil “öküz”müş.

Demir Dövme Öyküleri

Demir Dövme Öyküleri, bekleyince sasılaşmış çay tadında bir Hevi Metal macera. Ağzıbozuk, komik, tekinsiz bir modern pikaresk. Büyülü Gerçekçilik değil, Gerçekçi Büyülülük!

Zira

Ethem Baran, hayat durma noktasına geldiğinde kasabayı, rüzgârlı hayalleri, masalsı fısıltıları, büyük şehrin kenarlarını anlatıyor.

Rehavet Havası

Rehavet Havası, gençlikten, oralardan, belli ki uzaklardan, tenhalardan hikâyelerin havası… Bruce Springsteen bile bunu söylüyor. Bergman, hepinize çilek gönderiyor. İlk kitap, cıvıl cıvıl bir dil.

Duyulur Dünyanın Şakası

Feride Çetin, alacakaranlık bir dünyaya ayna tutuyor, fısıltılarla, kaçamak bakışlarla, gizlice, doymaz bir merakla… Acılı, masalsı, az ama öz öykülerden oluşan bir ilk kitapla geliyor. Duyulur Dünyanın Şakası, mayhoş, gıcırtılı ve kelebek tadında hikâyelerin kitabı.

Dünya Bu Kadar

Dünya Bu Kadar, çarpa çarpa geceye ışıl ışıl hikâyeler bırakıyor.

Ruhaltı Çocukları

Ruhaltı Çocukları, çaresizler için bir sığınak... İhtimaller zinciri... İnce elenip, sık dokunmuş bir dejavu... Bir ilk roman. Emirhan Dağkan G. heyecanlı ve öfkeli bir edebiyatın yeni yazar.

Barbarlar Zamanı

Cem Uğur, faillerinin bile anlatmaktan çekindiği konuları ustalıkla eklemleyip bir resmî acılar geçidi izletiyor Barbarlar Zamanı’nda.

Öldüren Şehir

Öldüren Şehir, her zaman farklı hikâyeler anlatan Ömer Ayhan’ın ilk romanı. Şimdiki zamanın amorf güzelliklerini, nostaljik hezeyanları, kaosu ve sıkıntıyı, benzerlerini arayan yalnızları resmediyor.

Puslu Kıtalar Atlası (Ciltli)

İhsan Oktay Anar’ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem’in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda.

Belleğin Kış Uykusu

Belleğin Kış Uykusu, Mehmet Eroğlu evreninin benzemez ve ayrıksı romanı.

Puslu Kıtalar Atlası

İhsan Oktay Anar’ın unutulmayan ilk romanı Puslu Kıtalar Atlası, bu defa İlban Ertem’in masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak karşımızda.

Bir Sabah Uyandığımda Yoktum

Pahalı bir evde yaşayan, büyük bir şirkette çalışan, özgüveni yüksek, hırslı ve parlak bir profesyonel, bir sabah uyandığında, ortada hiçbir neden yokken hiç var olmamışçasına kaybolduğunu fark eder. Öylece, birdenbire bir Yokadam’a dönüşmüştür. Bir Sabah Uyandığımda Yoktum, debdebeli ve etkileyici bir novella.

İstanbul İstanbul

Burhan Sönmez, acının ve her şeye rağmen umudun yörüngesinde dönen bir kenti, büyük bir romanla yeniden yaratıyor.

Bize İki Çay Söyle

Elif Key anların, olayların, sıradan gibi görünen başkalıkların fotoğraflarını çekip kalemini oynatıyor.

Noğmal

Noğmal, mutedil ve dengeli bir hayat sürdüren sıradan bir aileyi anlatıyor. Hayat gailelerini, küçük takıntıları, emelleri, telaşları, hesapları, bahaneleri ve gevezeliklerini resmediyor.

Haliçli Köprü

‘Emine’ Sevgi Özdamar, Almanya ile Türkiye arasında salınarak ve kültürlerin kendi uçurumlarında mekik dokuyarak dünyanın en uzun köprüsünü inşa ediyor; Haliçli Köprü. Çelişkileri, benzerlikleri, boşlukları, dalgalanmaları anlatıyor.

Yüz: 1981

12 Eylül’ün ruhunu, solun sahici yenilgisini, yerine ikame edilen yeni değerleri ve vicdansızlığı anlatıyor Mehmet Eroğlu.

Nergis

Turgut Ulucan, o küçük köyü, o büyük meseleyi anlatıyor. İnsanın insana ettiğini... Ecel gibi çöken koyuluğu... Nergis, bir cinayetin hikâyesi...

Aksi Gibi

Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin hikâyeleri... Türkçe edebiyata yeni bir parantez.

Albayım Beni Nezahat İle Evlendir

Albayım Beni Nezahat ile Evlendir, hayat hakkında fikri olmayanlara yazılmış kafası karışık bir hikâye.

Hayat Bir Kervansaray

‘Emine’ Sevgi Özdamar, evlere sokaklara uğruyor, dillere dolanıyor, o büyük evde, uzun koridor boyunca girip çıktığı odalardan bir Türkiye panoraması çıkartıyor.

Ressamın Takvimi

Erdal Ateş, bazen soğuk ama her zaman insanın içine işleyen bir serinlikle anlatıyor. Ressamları, insanları, saplantıları, arzuları, tutunma telaşını.

Vefa'nın Galip'i
Galip Haktanır’ın Anıları

Galip Haktanır, Fethi Aytuna’nın yayına hazırladığı anılarında sadece o yılların futbol âlemini anlatmıyor. “Darüşşafaka terbiyesini” öğreniyoruz ondan. 1930’lardan günümüze kadar İstanbul hayatından sahneler izliyoruz.