Çağdaş Türkiye Edebiyatı - 12. sayfa

Ucunda Ölüm Var

Ucunda Ölüm Var, yarım asır süren bir aşk hikâyesi. Yalpalayan, şehirden şehire gezinen, derman arayan, sayıklayan, hatırlayan, rüya çağıran ince bir ah!

Tefrika İki Bin On Beş

2015 Resimli Türkçe Edebiyat Takvimi’nde tefrika edilen hikâyeler bu kez kitap olarak bir arada...

Kırlangıç Dönümü

Kırlangıç Dönümü, incelikli bir aşk hikâyesi... Sinan Sülün, hayata tutunmaya çalışan genç bir aşkın dünyayla imtihanını anlatıyor.

Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler

Şahsi Düşler ve Onur Kırıcı Gerçekler sözcük oyunlarıyla renklenen ince bir mizahın öyküleri.

Puslu Kıtalar Atlası (Ciltli Özel Baskı)

"Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi: “dünya bir düştür. evet, dünya... ah! evet, dünya bir masaldır.”

Uzak Şehir

Uzak Şehir, Ankara üçlemesinin son grafik romanı. 2013’te Dumankara, Hayat Bir Yangındı ile başlayan, Emanet Şehir ile süren üçleme, günümüzde geçen bir kara hikâye ile sonlanıyor. Levent Cantek’in karanlık Ankara’sı, Berat Pekmezci’nin maharetli çizgileriyle koyulaşıyor.

Hep Uzağa Pek Ağır

Hakan Kulaçoğlu, gülümsetiyor, ısıtıyor, insanın içine oturan hikâyeler anlatıyor… Daima iyicil, hayat dolu ve buruk…

Nasipse Adayız

Küçük ve büyük siyasetin deveranlarını, ikbal hesaplarını bütün hararetiyle anlatan trajikomik bir novella. Ercan Kesal’ın bilinen sahiciliğiyle, sıcak üslubuyla…

Türkçe Sözlü Hafif Mizah

Bir “mizah adamı”ndan bir yandan da memleket insanına, memleket ahvaline ayna tutan hikâyeler, tespitler, gözlemler…

Kalfa ile Kıralıça

İlhami Algör’ün, hikâye kahramanı/anlatıcısı bu kez de tarihin sayfalarında geziniyor, tabii ki yine bir kadının, kıralıçanın bakışları nezaretinde.

Kısmet İşte

Kısmet İşte, iyimser bir hasbihalin, hayat denen meddücezrin kısa hikâyeleri… Yine ustaca, yine arkadaşça…

En Çok Onu Sevdim

En Çok Onu Sevdim, acılaşan bir hayatın, eşyalara dokunan, durup durup dinleyen bir kadının romanı. Marazi bir aşk hikâyesi…

Hikâyede Büyük Boşluklar Var

Hikâyede Büyük Boşluklar Var, kafa karıştırıcı, hatıra didikleyen Bıçakcı hikâyeleri… Hayaller Paris, Gerçekler Eminönü…

Bitmeyen Sürgün

Bektaş Karakaya, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Avrupa’da siyasi mülteci olan sosyalistlerin hikâyesini anlatıyor. Sürgünlüğün yoksunluklarını geri planda bırakan örgütsel sekterlikler ve genel olarak sol içi bağnazlıklarla hesaplaşıyor.

Madunköy

Madunköy, sert bir dengenin, duyulmayanların, her yerde anlatılmayanların romanı…

Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar

Serhan Ergin’in aşkın ve arkadaşlığın kıyılarını, usul usul akıldan geçenleri anlattığı Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar gündelik dilin akıcılığıyla, yalnızca “ben, sen ve o” özneleri kullanılarak yazılmış minimalist bir roman.

Köpek Adamlar

Emrah Polat, Ankara’nın kenarlarını anlatıyor. Yoksulları, muhtaçları, kaybedenleri, para için takla atanları, onları tanıyanları, delirenleri, küfredenleri… Yalanı, riyayı, kumpası… Köpek dövüştürenleri, köpekler gibi dövüşenleri, ne yapsa yetmeyenleri, ne olsa eksik kalanları, çöplüğe gömülenleri, ezilenleri, canavarları, ayrık otlarını, diş izlerini…Köpek Adamlar, başka türlü bir Angara hikâyesi, ısırır…

Adem'in Kekliği ve Chopin

Bozkırda Altmışaltı’yla tanıdığımız, iyimser ve insancıl Mustafa Çiftci dünyasının ilk örnekleri. Adem’in Kekliği ve Chopin, Çiftci’nin ilk hikâye kitabı…

Simsiyah

Simsiyah, fantastik bir sessizliğin, güneşin doğuşunu bekleyen açgözlü insanların romanı...

Sarıkasnak
Denize Dair Hikâyat

Sarıkasnak, ay çıkınca huyu değişen insanlarla uğraşan Camgöz Reis’in, pruva ile ufuk çizgisi arasında ağ ören denizcilerin romanı…

İkircikli Biricik

İkircikli Biricik, yalnızlığın, arayışın, bulma ümidinin, şehirlerin, caddelerin, şarkının ve şiirin romanı… Titizlikle örülmüş bir kurgu; ustalıkla harmanlanmış, sarsıcı bir dil…

Temmuz Çocukları

Temmuz Çocukları, uğultulu yolların, tekerrür eden kederlerin romanı…

Hasta Öyküler ve Kulağakaçan

Hasta Öyküler ve Kulağakaçan, biri Yaşar Nabi Nayır Ödülü almış iki öykü destesini birleştiriyor. Kaderi anlamak için masumiyet gerekiyor.

Kısa Karanlıklar

Sedef Betil, uzak ve yakın kederleri anlatıyor Kısa Karanlıklar’da… Kendini hatırlatan yaraları… Uzun ve serin zamanları…