Sesli Kitaplar - 9. sayfa

Ukde

Ukde kısacık, büyük bir roman. Ermenileri, Türkleri, kadınları, katilleri, hainleri, eski defterleri deşeleyen kederli bir ses.

Kumarbaz

Dostoyevski’nin bizzat mücadele ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan Kumarbaz, korkunç ve amansız bir saplantının öyküsü.

Öteki

Edebi kariyeri boyunca Dostoyevski’nin zihnini meşgul eden Öteki, yazarın çok genç yaşta kaleme aldığı ikinci romanıdır.

Daisy Miller

Romanlarında toplumun dayatmalarını tanımayan ve sırrı çözülemeyen Amerikalı kadın figürünü yakından inceleyen Henry James, bu konuyu ilk defa 1878 tarihli Daisy Miller’da eşsiz bir incelikle resmetmiştir. Ailesiyle birlikte Avrupa’da seyahat eden Daisy Miller, etrafındakileri hayrete düşürmektedir. Frederick Winterbourne onu çözmekte herkesten çok zorlanır: Bu genç kız görgüden habersiz midir, yoksa bilerek mi bu kuralları altüst etmektedir?

Mübarek Kadınlar

Önündeki boşluğu yuvarlayanların, insan kalmaya çalışanların hikâyeleri. Gaye Boralıoğlu’ndan... Dikenli, düştüğü yeri yakan, ustaca.

Belki Bir Gün Uçarız

Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik... Yeni bir yazarın ilk kitabı... Aylin Balboa, deşeliyor, haykırıyor, söyleniyor... Şah damarı atıyor tıp tıp, sokak taşıyor yanında.

Suç ve Ceza

Dostoyevski’nin en çok okunan romanı olan Suç ve Ceza, yayımlandığı günden bu yana insan ideallerini ahlâki ve felsefi sorularla sınamaya devam ediyor.

Üç Novella
Ev Sahibesi / Amcanın Rüyası / Ebedi Koca

1847-1870 yılları arasında yazılan bu üç novellada, Dostoyevski’nin genç kaleminin peşinden gidecek; trajedi, gizem ve mizahı bir arada bulacaksınız. Üç Novella’da bir araya gelen Ev Sahibesi, Amcanın Rüyası ve Ebedi Koca, akılda yer eden karakterleriyle Dostoyevski’nin büyük romanlarının lezzetini taşıyor.

Adsız Sansız Bir Jude

Acıklı bir ilişkiyi konu etmesinin yanı sıra sıkışmış bir varoluşun, hatta var olamayışın öyküsü olarak Adsız Sansız Bir Jude, Thomas Hardy’nin belki de en sert, en etkileyici ve en ümitsiz eseridir.

Bitirgen

Bitirgen bir büyüme hikâyesi. Küçük bir kız çocuğu, ergenlik arifesinde neler yaşadığını anlatıyor. Nasıl aklettiğini, nasıl dayak yediğini, nasıl direndiğini, küfrettiğini, kabullenmediğini, anlamaya çalıştığını mırıldanıyor.

Başka Kentler, Başka Denizler 4

Murat Belge, seyahatnamesinin 4. cildine dünyanın güneyiyle başlıyor. Önce Latin Amerika’ya, Brezilya’ya götürüyor okuyucularını, bin bir çeşitlilikle göz kamaştıran doğa, insan ve ruh iklimini aktarıyor; politik tarihin girintili çıkıntılı patikalarını takip ediyor.

Hacı Murat

Tolstoy’un ölümünden bir sene sonra basılan son romanı Hacı Murat, hem savaş ve siyasetin doğası hem de iki farklı kültür ve dünya arasına sıkışıp kalmak hakkında bir hikâye.

Bozkırda Altmışaltı

Mustafa Çiftci, şeker gibi iyimser hikâyeler anlatıyor taşradan, kıtlıktan... Kara sakız, kendir, kına, kaya tuzu, iğde... “Vatandaş, ne isterse vereceksin, yok demeyeceksin.” Bozkırda Altmışaltı, gülerek memlekete bakıyor...

Doğa Tarihi

Hakan Bıçakcı, metropol tekinsizliğine bu defa bir kadının gözünden bakıyor. Rekabetin, teşhirin, güzel ve mutlu görünmenin dayanılmaz baskısını Doğa’yla resmediyor. Doğa Tarihi, plaza-site-alışveriş merkezi üçgeninde sıkışmış hayatları anlatan, günümüzde geçen bir distopya.

Pala Hayriye

Genç bir kadın evden kaçıyor, kalın fitilli kadifesi kirden üzerine yapışmış, kaşı-bıyığı gür Pala Hayriye bu... Figen Şakacı, doksanlı yıllarda üniversiteye başlayan Hayriye’nin kırklı yaşlara kadar yaşadıklarını anlatıyor.Pala Hayriye, neşeli, meydan okuyan, direnen bir kadının hikâyesi... Figen Şakacı, Bitirgen’le başladığı büyüme hikâyesine Pala Hayriye’yle devam ediyor.

Yeraltından Notlar

Yeraltı Adamı’nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur.

Beyaz Diş

Beyaz Diş Alaska’nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar. Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder.

Uçurum İnsanları

Jack London 1902 yılında, birkaç aylığına şehrin yoksul semtlerinden Doğu Yakası’nda yaşamak üzere Londra’ya gelir ve halktan biri gibi zaman geçirir. Burada, işçi hareketinin büyük bedeller pahasına kazandığı hakların hiçe sayıldığı bir ortamla, insan onuruna yakışmayan büyük bir fakirlik ve sefaletle karşılaşır. Karnını doyurmak için kaldırımda bulduğu meyve çöplerini yiyen aç insanlar, hastalıkların ve pisliğin kol gezdiği sokaklarda uyuyan evsizler, başıboş bırakılmış bitkin ve sahipsiz çocuklar, hepsi dehşet verici bir çukurun içine düşmüş gibidir.

Petersburg Öyküleri

Yayımlandığı dönemde Gogol’ün büyük toplumsal tepkiyle karşılaşmasına sebep olan öyküler, Çarlık Rusyası’nda yaşanan sosyal sınıf çelişkisini zekâ dolu bir alaycılıkla yansıtıyor.

Haw

Onun adı Mikasa. Melsa’nın âşığı, uzun ince gövdesi, siyah benekleri var, güzel de bir burnu. Makam Dağı’nın, Papaz Gölü’nün adını biliyor. Güneylilerle Kuzeyliler savaşıyorlar, onu da duyuyor. Zamanı söyleyen hikâyeler, kaderi temize çeken melekler, ölmüşlere dualar ve sokakların tarihi...

Diriliş

Bireysel vicdanın uyanışını anlatırken hukuk sisteminin adaletsizliğini, imkânsız bir aşk öyküsünü resmederken Hıristiyanlığın kalıplaşmış yanlışlarını ele alan Diriliş, Tolstoy’un hem bireyi hem toplumu eleştirdiği en acımasız romanıdır.

Muhteşem Gatsby

Birinci Dünya Savaşı sonrasında hızla zenginleşen ABD toplumunda yaşanan dönüşümü ele alan Muhteşem Gatsby, zenginlik, aşırılık, gösteriş ve beraberinde gelen değerler çöküşünün toplumsal güncesi gibidir. Fitzgerald’ın başyapıtı kabul edilen ve birçok defa tiyatroya ve sinemaya uyarlanan roman, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının da en parlak örnekleri arasında sayılır.

Venüs
Bir Aile Tarihçesi, Bir Yaşamöyküsü

“İçimizde toprağın altında saklanan tohumlar gibi hisler, marifetler mevcuttur. Atalarımızdan bize sirayet eden huylar, hastalıklar, renkler ve türlü türlü şeyler gibi. Bazı şeyler kanla geçer. Bazı şeyler hisle. Kanla geçenlerden ziyade hisle geçenler mühimdir. Zira insan kanıyla canıyla değil hisleriyle vardır. Hisleriniz, hissettikleriniz ayakta tutar sizi.”

Savaş ve Barış (2 Cilt)

"Edebiyat tarihinin en büyük savaş romanı.” Dünya edebiyatının en büyük on eserinden biri olarak kabul edilen Savaş ve Barış, savaş ve tahakküm sorunsalına, savaşların sonucu olan insanlık durumlarına derinlikli bir bakış sunuyor. Napolyon’un Moskova’yı işgali sonucu Fransız ve Rus askerlerini karşı karşıya getiren Borodino Napolyon’un Savaşı, toplumda büyük bir kargaşaya sebep olur. Kazananın belirsiz olduğu bu muharebede iki ordu da büyük kayıplar verir. Edebiyat tarihinde benzersiz bir yer biçilen savaş sahneleriyle akıllarda yer eden Savaş ve Barış, aynı zamanda bu büyük savaşın günlüğü olarak da okunabilir. Büyük bir karakter zenginliği içinde, savaş altındaki Rus toplumunun sosyal ve ekonomik koşullarını ele alan roman, aşk, hırs, düşmanlık, ölüm gibi temaları tartışıyor.