Ağustos 2011 Tarihinde Yeni Çıkan Kitaplar

Beyin Ekran

Ulus Baker, sinemanın öykü ve enformasyon sunma yönünü değil düşünme ve tahayyül etme yetisinin yani düşünce-imajının, montaj-düşüncenin yaratım olanaklarını araştırdı. Beyin Ekran üç bölümden oluşuyor: Minör-düşünce: Zaman-imaj ya da Video-imaj: Godard, Bresson, Tarkovski; Montaj-düşünce: Şok-imaj: Eisenstein, Güney, Lanzman; Aralık-düşünce: Rizom-İmaj: Vertov. Beyin Ekran, Baker’in sinema yazılarının bir montajıdır, onun deyişiyle “düşünen” bir kitaptır

Bilim Oyunları
Elektrik, Mıknatıs, Ses ve Kaldırma Kuvveti
Pratik Deneyler ve Etkinlikler

Bilim dünyasına ilgi duyanlar için hazırlanan Bilim Oyunları serisinin ikinci kitabı Elektrik, Mıknatıs, Ses ve Kaldırma Kuvveti evde ve okulda yapabileceğiniz pratik deney ve etkinlikleri kapsıyor. Bu deneyler sayesinde elektriğin nasıl oluştuğunu, nesnelerin nasıl yüzdüğünü ve neden battıklarını, mıknatısların bazı metalleri nasıl kendilerine doğru çektiğini, manyetik alanın ne anlama geldiğini ve müzik aletlerinin nasıl ses çıkardığını öğrenebilirsiniz.

Bilim Oyunları
Işık, Renk, Şekil ve Yerçekimi
Pratik Deneyler ve Etkinlikler

Bilim dünyasına ilgi duyanlar için hazırlanan Bilim Oyunları serisinin ilk kitabı Işık, Renk, Şekil ve Yerçekimi evde ve okulda yapabileceğiniz pratik deney ve etkinlikleri kapsıyor. Bu deneyler sayesinde gündüz ve gecenin nasıl oluştuğunu, yansımanın ne anlama geldiğini, çizgi filmlerin nasıl yapıldığını, bir nesnenin şeklinin onun dayanıklılığını artırıp artırmadığını, cambazların incecik bir ip üzerinde nasıl yürüdüklerini öğrenebilirsiniz

Kral Tanrı
Allah'ın Krallığı

Halil Hacımüftüoğlu, “Allah’ın Krallığı” kavramının ve tasarımının Yahudi-Hıristiyan geleneğine mahsus olmayıp İslamda da izinin sürülebileceğine dikkat çekiyor.

Çin'in Sosyolojisi

Çin’in Sosyolojisi günümüz Çin toplumunu genelgeçer kabullerin ötesine bakarak anlamak isteyenlere yönelik bir çalışma. Çin’in dinamiklerini çözmek için “kadim Çin” ya da “modernleşen Çin” gibi kalıplardan kurtulmak gerektiğini vurgulayan Jean-Louis Rocca, Çin kültürünün köklerinden yola çıkarak bireyselliğe, demokrasiye ve pazar ekonomisine doğru gerçekleşen evrimi inceliyor.

Kızıl Feministler
Bir Sözlü Tarih Çalışması

Birleşmiş Milletler 1975 yılını Dünya Kadın Yılı ilan etti. Aynı yılın Haziran ayında İstanbul’da Çeliktepe’de bir gecekonduda İlerici Kadınlar Derneği isminde bir dernek faaliyete geçti. Bu dernek üç yıl sonra Uzunköprü’den Van’a, Samsun’dan Adana’ya kadar şubeleri olan kitlesel bir kadın örgütüne dönüştü. Kuruluşundan beş yıl sonraki bilanço: 12.000 üye, 33 şube, 35 temsilcilik, son sayısı 35.000 basılan bir dergi: Kadınların Sesi...

Yorgo Hacıdimitriadis'in Aşkale-Erzurum Günlüğü (1943)

Un tüccarı Yorgo Hacıdimitriadis, İkinci Dünya Savaşı yıllarında uygulanmış Varlık Vergisi’nin kurbanlarından birisidir. Varlık Vergisi borcunu ödeyemediği için 22 Mart 1943 tarihinde Haydarpaşa’dan trenle Aşkale-Erzurum’daki çalışma kampına yollanmıştır. Erzurum’da kaldığı süre boyunca günlük tutan Hacıdimitriadis’in izlenimleri, Varlık Vergisi’nin bugüne kadar çok az bilinen “çalışma kampları” boyutunu gün yüzüne çıkartmaktadır

Martin Chuzzlewit

İngiliz edebiyatının Oliver Twist ve David Copperfield gibi kültleşmiş kahramanlarının yaratıcısı Charles Dickens, Martin Chuzzlewit büyük bir aile içinde mirastan pay kapmak uğruna dönen entrikaları anlatırken gerilimi tırmandırarak heyecanlı bir roman sunuyor okurlarına. Çıkar çatışmaları sonucu insan ilişkilerinin ne kadar çirkinleştiğini, aile içi gerilimlerin ne boyutlara ulaştığını gördüğümüz Martin Chuzzlewit’te. Amerika seyahatinin yer aldığı bölümlerdeyse yazar, Amerikan yaşam tarzını, geleneklerini ve siyasi düşüncesini nükteli bir üslupla eleştiriyor.

Zamanın Farkında

“Hayatı anlayamamak kadınları anlayamadığını söyleyen adamın sözü kadar perişan bir ifade gelir bana. Be nabekâr, kadını anlayıp da ne yapacaksın, yapacağın değişecek mi? Peki hayatı ne yapacaktım? Onu anlayayım diye psikanaliz mi öğrenecektim, Jung’ları, Laing’leri okuyup şizofreni yolculuklarına mı çıkacaktım, şeyhleri ayrı, doktorları ayrı mı etekleyecektim, kendimle ilgili hem de bu dünyama ait bir söz söyleyecekler diye kulak mı kabartacaktım? Söz doğru olsa zaten kaçardım, yalan olsa bayılır tekrarını duyayım diye yapışırdım da bunun neye faydası olurdu?

Türkiyeli Gayrimüslimler Üzerine Yazılar

1980’li yıllardan itibaren gayrimüslimler konusuyla ilgilenmeye başlayan Baskın Oran, o zamandan günümüze kadar uzanan bu yazılar derlemesinde konuyla ilgili “devlet refleksi” denilen ve insanı/vatandaşı ezberci kalıplar içine hapseden düşünce yapısıyla hesaplaşıyor. Oran, Fener Patrikhanesi’nin durumundan bitmek tükenmek bilmeyen “nefret söylemi”ne, Ermeni meselesinden “Sevr Paranoyası”na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından gayrimüslim vakıflarının hukuki durumuna, Süryaniler’den Türkiye’de doğup büyüyüp vatan hasreti çeken insanlara uzanan bir yelpazedeki yazılarla gayrimüslimlere karşı ülkede var olan sorunlu algıyı gözler önüne seriyor.